Fotoğraflarını kesmişti ablam bir gece, sevgili hallerini, nişan resimlerini, nikah resimlerini, kameranın odağında çift halde bulundukları her resmi ayrı parçalara düşecekleri şekilde ikiye ayırmıştı özenle. Ağlamıştı çok da, paylaşmamıştı derdini benle, belki ondan 10 yaş küçüğüm, belki farklı kişilklerimizle farklı dünyalarda yaşıyoruz diye. Henüz gurur kırgınlığı, kalp yarası nedir bilmediğimden herhalde, manasız bulmuştum, Bittiyse bitmişti yani, bunca üzülmek niyeydi. Hayatının on yıllık bir bölümünü kesip atmak istemesinin, bana göre her fotoğraf bir anıydı ve ortada ileride belki o fotoğraflara bakmak isteyecek bir ufaklık vardı.
Ama ayrıldılar, birdaha hiç beraber olmadılar o günden sonra, eniştem barışmaya çalıştı aslında, ama ablam dönmedi yolundan. O güzelliğinden sokakta rahat yürüyemeyen ablam, 6 ay içinde tanışıp, aşık olup, nişanlanıp evlendiği, yakışıklı adamdan hala ona aşık kalarak, ayrıldı. Hep ayrı kaldılar, ayrı ayrı boktan hayatları var şimdi. Eniştemi bilmem ama ablam hiç mutlu olamadı ilerleyen yıllarda.
Süremiz aynı, sebeplerimiz, bitişlerimizdeki terazinin dengesi farklı ablamla.
Bu blogda MÜHİMMAT yazıldığı gün, mühim olan parmağımdan, resmi yukarıdaki fotoğraf kombinasyonundan çıkartılmıştı. Ama o kadar. Ve şimdi tam bu gece, ben de ablamın yaptığını yapmak istiyorum ve onun doğuştan gelen fevriliğine sahip olmadığıma ilk kez bu kadar üzgünüm. Benim yaptığımı o, onun yaptığını ben yapmalıymışız gibi geliyor düşününce..
Neyse...
19 Aralık 2009 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder