Nerede yaşamak istiyordun? Ankara.
Olmadı? Olmazdı hayaldi zaten, Antalya olurdu, ama çok kötü nemi var Antalya'nın, kalbim kırklarını aldırdım, Antalya'nın nemini aldıramadım. Yaşadığım yeri sevdiğim günlerde oradan biletim kesiliyor zaten. Hep böyle oldu bu; Ankara'da deniz yoktu, hem hep ordaydık, ağladım Gölcüğe taşınırken, Arkadaşlarım Ankara'da kalmıştı, küçüktü hem Gölcük ama ağladım Antalya'ya okumaya giderken. Antalya'nın boku çıkmıştı, ağladım İzmir'e dönerken. Bu süreçten bir İzmir temiz kurtulacaktı oysa, bebeğimi ve babamı kaybettim orda. Geçen Haziran, Göcek'e dönmek için yüreğim pıt pıt etti, meğer suyum ısınmış orada da. Hayat böyle bir zincirleme trafik kazası zaten.
Ne iş yapmak istiyordun? Marinacılık. Hayır yalan. Yazacaktım bir yerlerde, köşe yazarı filan, ardından kitap işte.
Olmadı? Bilgisayarım var, kırık bir yabancı dilim, 13 yıllık iş deneyimim var, düzgün bir iş ortamı olsun asgari ücrete razıyım.
Nasıl kazanacaktın hayatını? Yazarlıktan mümkün değildi de işte, bir şekilde kariyer yapacaktım, 25 imde başka doğrultuya geçmeseydim. Yazarlıksa eğer, alelade bir iş, kiranı elektriğini suyunu ödesin, annenlere muhtaç etmesin yeterdi. Aslında zengin biriyle evlenip hemen çocuk yapmalıymışım ben, çocuk 4 yaşına gelince de kendime bir iş bakmalıydım nezihinden. İdare edermiş bu beni, gerisi yalanmış.
Nasıl zevk alacaktın hayattan? Hobi filan?
Kariyerli genç anne olacaktım ya ben, hobi filan hak götüre mükemmelliyetçiliğimden vakit kalmazdı herhalde, yazarken zevk alacaktım, çocuğumun büyümesini izlerken zevk alacaktım ya geçelim, dans edecektim de geçelim. Briç oynayacaktım haftada bir kere. Zengin filan olursam eve bilardo masası alacaktım, hafta sonları havuz başı partileri verecektim. Yılda bir kere bir Avrupa başkenti görecektim. Yav olmadı geçelim.
Her şeyi geçiyoruz?
Hayatım geçmiş. Hayatım roman, hayatım hobi. Gurursuzluk, şerefsizlik diz boyu bu hayatta. Egomdan geçmişim. Niye geçmeyelim. Geçelim.
Olmadı?
Olmadı tabi, yapmayın benle röportaj filan, zaten ruhum çizilmiş, iddia edildiğine layık olmaya çalışan bir ruh hastasıyım ben: bir şişe tekilayı tek nefes içip devrelerimi kapatmak isteyen.
21 Ağustos 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
çok içli ve özgün olmuş. sevdim bunu..
Çok içten bir röportaj bu, bir daha yapmam zaten:)) Teşekkürler.
Yorum Gönder