29 Mayıs 2008 Perşembe

Davetsiz İstihare Hadisesi

Hani bu şamanların cinli kadınları, kızılderili büyücüleri filan var ya. Ben onlardan birisiyim ve sanırım bu genetik bir şey. Rüya haberciliğimiz vasıtasıyla yıllardır anne kız birbirmizden hiç bir üzüntümüzü saklayamıyoruz. Neyse geçenlerde bir dergideki yazısında Elif Şafak konunun altını çizdi de kendimi "mud" karakteriymiş gibi hissetmekten kurtuldum.
Geçen Pazartesi sabahı rüyamın etkisinde uyandım. Anneannem büyük bir hastanenin girişinde sırada bekleyen ciddi insanların arasından sıyrılmış güvenlik görevlisine sızlanıyordu. Ben çıkıştaydım o girişte. İkisi de aynı yere varıyordu. ona çıkışın bağlı olduğu kaydırağı kullanarak yukarı geri çıkmak işstemesinin fayda etmeyeceğini anlatmamı istediler. Hiç istemeye istemeye kaydıraktan kaydım, yanına indim ve oradan çıkamayacağını illa girmek istiyorsa merdivenlere gitmemiz gerektiğini söyledim.
Sabah rüyamı Akbulut'a anlatırken ağladığımda, niye aramadığımı sordu. Cesaretim yoktu, elim telefona gitmedi. Bir kaç saat sonra nihayet arayınca anneannem hasta olduğunu söyleyip ağladı, annemleri aradığımda ise neler döndüğü ortaya çıktı, taksi kapılarının önünde idi ve panik içinde İzmir'den Gölcük'e yola çıkıyorlardı. Şimdi onlar Gölcükteler ve anneannem 88 yaşında bir kadının olabileceği en iyi durumda/durumunun yarıyarıya naz olduğu ortaya çıktı, ben de davetsiz istiharelerimin ruhuma verdiği tahrifattan bıkmış durumdayım.

1 yorum:

arcadia regained; dedi ki...

Naz değilmiş, böbrekleriniz kaybetti anneanne o günlerde, diyalize de 2 ay dayandı. Vicdanımdaki bitmeyecek sızıyı da bana bırakıp, göçtü bu dünyadan, tüm olanlardan beni affetsin ve huzur içinde yatsın.